Bu hafta yeni başlayan bir görüşme hastamın sorusunu sizlerle paylaşıyorum; Hayatımızdaki insan sayısını azaltmak onlardan vazgeçmek vefasızlık değil midir ? Biz sadeleşmekten eşya azaltmayı anlıyoruz. Ama aslında evimizdeki eşyalar gibi hayatımızdaki insanları da gözden geçirebiliriz, hatta geçirmeliyiz. Sevmeyip giymediğimiz bir elbiseyi nasıl sevene veriyorsak, artık sevgi hissetmediğimiz birini de onu sevecek birilerine bırakabiliriz. Bu kişi arkadaşımız, sevgilimiz, akrabamız, patronumuz, çevremizden herhangi biri olabilir. Bize iyi gelmeyen, iyi hissettirmeyen, bizim iyiliğimizi istemeyen, kalbimizi fazla kıran, bilerek kıran kişileri hayatımızdan yolcu edebiliriz. Buna hakkımız var. Kaç yaşından beri birbirimizi tanıdığımızın, bugüne kadar iyi ve güzel paylaştıklarımızın, beraber mutlu ve mutsuz olduğumuz zamanların, birbirimize ettiğimiz iyiliklerin bir yerden sonra önemi kalmıyor. Bu ilişkiden gitmek vefasızlık değil hep karıştırıyoruz. Bugün bu insan bana neden iyi hissettirmiyor? Önceden iyiydi, şimdi mi kötü oldu? Belki o aynı, ama ben değiştim. Belki ben artık mutlu olmayı seçtim ama o mutsuzluktan beslenmekte ısrarlı. Artık buluşunca eksileri dertleri az, artıları iyileri konuşmak istiyorum belki, ama o her şeyden hep şikayet etmekte ısrarlı. Belki görmezden geldim geldim, bir gün öyle bir şey yaptım ki artık yüzünü göresim yok. Hayatımızdan çıkması gerekenler çıktıkça rahatlarız. Kalabalığımız, gürültümüz, bahanemiz, yorgunluğumuz, mecburiyetlerimiz, istemeden yaptıklarımız azalır. Sadeleşmek güzel şey. Yerlerini hemen doldurmaya da çalışmıyorsan iyi yoldasın 👏