18 yıl da olsa Deprem ve sonrasında yaşananları aktarabilmek imkansız 😞 İnsanın en çaresiz kaldığı anlar. 45 sn hiç bu kadar uzun yaşanmamıştı. Avcılar’da evi zarar gören biri olarak, enkaz ve yardım çalışmalarında gönüllü olmaktan daha fazlasını yapamadım. Tüm ülkenin seferber olması ve yardıma koşması ise size yardımın çok ötesinde bir güç veriyor. Bir de kayıplarımız var kurtaramadığımız 😰 Depremde kaybedilenlere yas; kaygı, keder ve üzüntü gibi yoğun olarak yaşanan duygusal tepkiler olarak sonradan ortaya çıkar. Bu yas tepkileri sanki kendisinin bir parçası ölmüş hissine kapılmasına ve kişinin yaşamının bir anlamı olmadığını sıklıkla düşünmesine neden olur. Yas sürecinde çoğu zaman kişi hayatını boş ve yoksul hisseder. Kaybettiğimiz kişinin ardından “yas tutmak” yaşanması gereken doğal bir süreçtir. Bu sürecin sonunda insan yaşadığı kaybı yaşamının bir parçası haline getirerek bununla yaşamayı öğrenir. Yas tutmak kaybedilen kişiyi unutmak ya da artık sevmemek anlamına gelmez. Sadece kaybı ve bununla ilgili duyguları kabullenmek, başa çıkabilmeyi ve bu duygularla yaşamı sürdürmeyi öğrenmek anlamına gelir. Geride yalnızca yıkım ve acı bırakan önemli olaylar genellikle hatırlanmak istenmez. Ancak, 17 Ağustos, sönen umutları yeniden canlandırmak, güven duygusunu yeniden kazandırmak ve depremle yaşamayı öğrenebilmemiz için bize sorumluluklarımızı hatırlatan bir tarihtir. Bu vesileyle depremde kaybettiğimiz deprem şehitlerimizi rahmetle anıyor, yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum. Lütfen psikolojik destek almayı ihmal etmeyin #17ağustos#deprem #17ağustos1999